Foucault, Toplumsalın modern Batılı kurumlarındaki bilimsel - yönetsel tarihlerin kurulmasını yeniden okurken, aynı zamanda bunlara karşılık gelen söylemlerin kuramsal araçlarının sorgulamaksızın uygulanabilirliğine ilişkin pozitivist argümanları da gizeminden kurtarır. Bunlara ek olarak, Foucault, (toplumsal) *özne* nosyonuna bir alternatif olarak *ben* nosyonunu ortaya koyar. Kanımca bu nosyon, varolan, pozitivizme koşut olarak geliştirilmiş nosyonların ötesinde, hala insanoğluna ilişkin etkin bir nosyona sahip olmayan sosyolojiye Foucault’nun yaptığı en önemli katkıdır. Bu anlamda, bu çalışma hiç de tarafsız bir çalışma değildir. Tam tersine, Foucaultcu söylemde çok akıllıca dikkat çekilen *bedensel* bir öznenin -yani, benliğin- sürekli varoluşunu aydınlatma ve toplumsal öznenin bugünkü yokoluşunu gösterme olasılıklarını ortaya koymak için akıllı okuma *taktiklerini* açımlayan stratejik bir çalışmadır.