Müslüman toplumlarda özel alan-kamusal alan ayrımının kadına ve aileye ilişkin boyutu ile siyasete ilişkin boyutu arasında özgün çakışmanın hatta eklemlenmenin nedeni: kadınları eve bağlı (özel) alanlarından kamusal alana çekme girişimlerinin ki bu girişimlerin nihai amacı toplumsal yapının bir bütün olarak batılı modele göre değiştirilmesini sağlamaktı- yerli seçkinler tarafından bir `modernleşme gereği` olarak benimsenmesi ve hukuksal yaptırımlarla desteklenerek ulusal politikalara bağlanmış olmasıdır. Bu ulusal politikalar, kadınların kamusal alana çıkışlarını bir özgürleşme süreci olmaktan çıkararak, kadınları devlet-toplum karşıtlığının doğurduğu çatışmaların nesnesi hâline getirmiştir.
Askeri ve sivil bürokrasi ile toplumun dindar kesimlerini temsil ettiği iddiasında olanlar arasında sürmekte olan özel alan-kamusal alan tartışmaları, çerçevesi ve içeriği verili olan kamusal alanın/alanların bölüştürülüşüne ilişkin bir tartışmadır. Bu haliyle bakıldığında, iştah açıcı bir pastadan koparılacak dilimin büyüklüğü ile yakından ilintili görünmektedir. Bu tartışmada müslümanların temsilcisi olarak yer alanlar, kamusal alanın yapılanmasına ilişkin temelli bir eleştiriye girişmedikleri gibi, söz konusu kamusal alanda "kendilerini evlerinde hissetme" konusunda bir sorun yaşıyor gibi de görünmemektedir.