…Bilgi dipsiz bir kuyu zamanla da değişiyor. Bunun için artık bilgelik yok diyorum, sadece cehaletin mertebeleri var. Bileceksin de ne olacak diyorsan; farkında olursun, iyiyi, güzeli, doğruyu daha kolay ayırırsın, ama az gelişmiş toplumda yaşıyorsan, sıkıntıların ve çektiğin cefa kesinlikle artar. Onun için böylesi toplumlarda bilmemek ve anlamamak daha iyidir derler, yani *cehalet mutluluktur* sözünün açılımı. Olsun, cefayı çekeceksin, insan olmanın erdemi böyle anlaşılır, doğru yargılara varmak insanlık adına umutlandırır seni, farklı kılar, kıvandırır. Az şey midir, şu sınırlı yaşam diliminde bu duyguları tadıp da gidebilmek…
…Melih Cevdet Anday güzel özetlemişti *Defne Ormanı* adlı şiirinde olayın esprisini: *Köle sahipleri ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı, çünkü ekmeklerini köleler veriyordu onlara; köleler ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini köle sahipleri veriyordu onlara…* Aziz Nesin’in de çok güzel bir saptaması vardır, bu doyulmak bilmeyen uykuya dair: *Bir gün; bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim. Notta şunlar yazılı olacak: Öyle güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım!.."
…İnsan kendini gerçekten özgür hissediyor, o kadar güzel insanın arasında. Velhasıl; Felsefe, güneş ve dostlar bana iyi geldi, onun için seviyorum bu Assos’u…
Sizlere de öneririm bu üçünü bir arada bulursanız mutlaka tadın! Bilinen metafordur: *Ağlamakta gülmekte hayata dairmiş. Ağlayınca yağmur yağar, gülünce güneş açarmış. Sonrası ise ‘gökkuşağı’…*