Bu ruhî kargaşa arasında onun ilk hareketi Yeniçerilerden uzak kalmayı kararlaştırmak oldu. Sonbahar günlerinin yakınlaşması üzerine Beşiktaş’tan Topkapı sarayına göç etmek lâzım geliyordu. Hünkâr bu lüzuma kulak asmamak, İstanbul yakasına geçmemek suretiyle Ocaktan ve Ocaklıdan hiç olmazsa beş on kilometre uzakta bulunmak azmindeydi. Mahmut Çingene Hasan meselesinde Nakilci’yi, Başçuhadar’ın kışkırttığı Gülhaneli Hüseyin adına Deli Şerife tarafından sunulan jurnalden anladığı ve bu ihtiyar mabeycinin Ocağa candan bağlı olduğuna artık kanaat getirdiği için kararını ona açmıyordu, başkalarıyla da müşavere etmeyerek Beşiktaş sarayında bir münzevi gibi ömür geçiriyordu.
Fakat Başçuhadar Ömer Ağa, kanun adını verdiği saray törelerinden, saray geleneklerinden en küçük bir şeklin dahi ihmal olunmasına müsaade edemeyecek kadar sert bir adamdı. Sonbaharın enikonu belirmesine, ağaçların yavaş yavaş çıplaklaşmasına, kuşların nağmeye perhiz tutup yuvalarına çekilmelerine, yağmurların sıklaşmasına rağmen Hünkâr Topkapı’ya taşınmayı dile bile almadığını görünce maksadı sezinledi, hiç o değilden yaptığı bir-iki sınama iki de efendisinin Yeniçerilerden uzak kalmak kaygısına kapıldığına kanaat getirdi ve bu hali kanuna hürmetsizlik sayarak gene Nakilci’ye haber yolladı.