Münster kentinin merkezinde bir kilise: Çan kulesinden sarkan üç demir kafes. Bu kafesler yaklaşık 500 yıldır, hiç indirilmeden orada duruyor. Geçmişte Katedralin Çan Kulesi’ne bakıp bu üç demir kafese gözleri takıldığında içleri burkuluyordu insanların.
Şimdilerde belki bu üç demir kafese tanıklık etmek için, gözler artık yardıma çağrılmıyor. İnsanlar gürültü içinde oradan oraya koşturuyor; demir kafesler, Çan Kulesi’nin duvarına yapışmış, bir tanıdık çıkar mı diye insanları gözlüyor: İnsanlar demir kafeslere değil, demir kafesler insanlara bakıyor.
Bu üç kafeste, Thomas Müntzer’in izinde Yeni Kudüs’ü Münster kentinde kurarak komünizmi yaşama taşımaya çalışan üç Anabaptist önderin, cansız bedenleri vardı. Halkın önünde işkence edildikten sonra kafeslere konulup Almanca konuşulan topraklarda gezdirildiler; ardından da öldürülüp Çan Kulesi’nde sallanan bu kafeslere kondular: Üç Kafes, Üç ceset, Üç acı, Ortaçağ’da komünizm amaçlı köylü isyanlarının tanık bilinci bugün.