Elinizdeki kitap, şimdinin gözlüklerini takıp, rotasını adalet üzerinden çizerek geçmiş ve gelecekteki tüm ‘öteki’lerin acılarının, trajedilerinin, terk edilmişliklerinin, dışlanmışlıklarının, aşağılanmalarının, haysiyetsiz muameleye tabi tutulmalarının, yok sayılmalarının karşısına dikiliyor ve nihayet egemenin şiddetiyle kaybetmeye mahkum edilenlerin yoksunluğunu ve yoksulluğunu resmetmeyi amaçlıyor.
Muhakemeden bihaber hukuki kararlara, adaleti teğet geçen gerekçelere, doğallaştırılan bir örnek kadınlıklara, muhafaza edici erkekliklere, dayatılan kutsallıklara, dört bir yanı kuşatan tüketime, bir değer haline getirilen biat kültürüne, tahrip edici piyasa ekonomisine, ayağa düşürülen erdemlere karşı hukuki ve politik düzlemde adaleti farklı bir bağlamda yeniden gündeme taşıyor. Hukuki taleplere ve politik sorunlara; içeriğini belirlemekten özenle kaçınmamız gereken, ama ‘öteki’nden sorumlu olma etiği ile sarmalanmış yapı-bozan bir adaletin gerçekleşme imkanı üzerine kafa yorarak karşılık verebilmeyi, çözüm üretebilmeyi öneriyor.