Vicdan kavramını günlük dilde sıkça duyuyor, kullanıyor ve okuyoruz. Bu kelimenin kavrama dönüşmesi için de zihnimizde onu tasavvur ediyoruz. Vicdan nedir? diye sorular soruyoruz.
Vicdan hakkındaki bilgimiz vicdan kavramı sabit kalması şartıyla zaman zaman değişebilir. Bu diğer kavramlar için de geçerlidir. Bu değişikliğin nedeni vicdan kavramı değildir; bizim algı, hayal, akıl, duygu gibi zihin faaliyetimizi etkileyen nedenlerdir.
Bu çalışmada vicdan kavramı üzerine ne düşünüldüğünü nasıl tanımlandığını anlatacağız. Sonra da vicdan kavramının içini doldurarak neyi anladığımızı neyi anlamadığımızı ifade edeceğiz. Gerçi bir kavram üzerine eser yazmanın zorluğunu itiraf etmeliyim. Hele bu kavram soyut ve felsefi bir kavramsa daha da zordur.
Bir toplumda kavram kargaşası varsa, o toplumun insanları sağlıklı iletişim kuramazlar. Çünkü biz herhangi bir kelimeyi kullanırken kullandığımız kelimenin zihnimizdeki bir tasavvura delalet ettiği şeyi bilirsek, o kelime bizim için anlam ifade eder. Kavramlarla düşünür kelimelerle de düşüncelerimizi aktarırız.
Vicdan kavramı üzerine yaptığımız bu çalışma vicdanın anlaşılmasında okura katkı sağlayacaktır. Bu konuda ülkemizde iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az eser yazılmış. Müstakil yazılan eserlerde din, hukuk, siyaset ile ilişkilendirilerek yazılmamış. Bizim çalışmamızda vicdan kavramı bu alanlarla da ilişkilendirilerek anlatıldı.
Eser iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde vicdanın ahlak ve psikolojiyle olan ilişkisi, ikinci bölümde ise din, siyaset ve hukuk kavramalarıyla vicdanın ilişkisi ele alındı.