İnsan nedir ? Düşünen, konuşan, okuyan, yazan, alet yapan, kendisini ve yaşam araçlarını, yaşadığı ortamı geliştirebilen, iki ayağı üstünde duran bir memeli hayvan türüdür de bu özellikler insanı tarif etmeye yeterli midir?
Sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, fedakarlık, iyilik etme, vicdanının sesini dinleme gibi fiziksel olmayan hasletleri dikkate almazsak ortada ne kalır? Farklı bir hayvan türü kalır, hepsi bu. Üstelik en vahşisinden, en acımasızından, en kana susamışın-dan, en haininden, en iflah olmazından bir memeli hayvan türü.
Karnını doyurmak, yavrusunu, yuvasını, kendi-sini korumak içgüdüsüyle saldırmanın dışında öldürmez hayvanlar. İnsan ise; zevk için, para için, küçük menfaatler için öldüren tek canlıdır.
İşte; göç acılarının temelinde bu tip insanlar yatıyor. Örnek mi istiyorsunuz? İşte; 1821 Mora isyanı kasabı Kolokotronis ve Başpiskopos Germanos; 93 Harbi kasapları Rus Kazakları; Balkan Harbi kasabı çetebaşı Domuzciyef ve Dimitriyef; Todor Jivkov ve insanlıktan nasibini almamış maşaları; Bosna katliamının vahşi Çetnikleri, Vojislav Seselj, Vuk Draskovic, Draza Mihajlovic ve kasaplarbaşı Miloseviç, Mladiç... Ve bu kitapta ben, onların ve taifesinin yaptıklarını ve onların vahşetine uğruyanların çektiklerini anlatmaya çalıştım. Bu kitapta anlattıklarım yüreğimin isyanıdır ve burada anlattıklarım tamamen belgelere dayanmaktadır.