2013 sonunda Kiev`de başlayan olaylar; köklü değişimlere ve somut ilerlemelere sebep olsaydı, bu durum Rusya’nın hegemonik politikaları için gerçek bir tehdit olur ve periferisindeki ülkelerde de demokrasi meşalesini tutuşturabilirdi. Oysaki mevcut durumu itibariyle Ukrayna; adalet, eşitlik, şeffaflık, demokrasi ve refah isteyen SSCB halklarının önünde hiç de cazip olmayan, kötü bir örnek olarak duruyor. Peki bu duruma nasıl gelindi? İşte bu kitap, Ukrayna’yı toplumsal bir entropiye düşüren ve Ukraynalıları etnografik bir kadavraya dönüştüren süreci, sadece politik ve ekonomik sebepleriyle değil sosyal ve kültürel unsurlarıyla da anlamak isteyenlere ışık tutuyor.