Hinton bir keresinde “Beethoven’in resmine baktığımda, bir hayvanın yüzüne sahip olduğunu düşünmüştüm. Açıkça bir insanın yüzü bir hayvanın yüzüyle birleşmişti. Bu da dehanın neden deha olduğunu bir kez daha kanıtlıyordu. Deha hayvan ve insan arasında bir çaprazlamadır. Bir melezdir. Hem hayvan hem de insan aynı bedendedir. Bu bir mükemmelliktir, doğa ile aynı olmak, bir olmak, doğasal olmak. Doğanın basitçe bize armağanıdır bu deha. Doğa kendi yarattığını yine kendi içine almış, onu kendiyle bir yaratmıştır. Duygusal yoğunluğunu onda dışa vurmuştur. Aynı zamanda vahşiliğini de. Doğanın tekrar egemen olacağı dönem gelecektir. Hem de kendi dehalarını yaratarak. İnsan dehadır ve onun yaşamı dehanın yaşamıdır; öngörülemeyen sonları başarır ve deneyerek yapamadığını içgüdüsel olarak yapar. Dürtüler doğru yönde hareket etmelidir ve Hinton’a göre bu konularda doğru olan, hayvanın özgürlüğü ve öz-bilinçsizliği ile insanın ya da üst-insanın eğitimli vicdanı ve bilinciyle muhteşem bir birleşimidir. Hinton’a göre doğa, idealini gerçekleştiren Tanrı’dır-Tanrı doğanın ta kendisidir. Doğa ruhun gelinidir, henüz evlenmediler ama evlenecekler. İnsan bir işi acı çekerek üretir. Acı insanı diri tutar, yaratıcı kılar. Yetenek yapmaktır; deha ise acı çekmektir. Doğa yasaları insanın yasalarının çok ötesinde ve üstündür.