Hz. Ali, bir taraftan Oğuz Kağan, Afrasiyab ve Mete gibi Türklerin efsanevî kahramanlarının, bir taraftan da Göktürklerin bilgesi Tonyukuk’un ve Oğuzların tam bilicisi Dede Korkut’un özeliklerini taşır ve zamanla onların yerini alır. Türk alperenleri gibi üstün kabiliyet ve güçlerle donatılmış büyük bir savaşçı, mucizeler ve kerametler gösteren bir veli, ayrıca yardım isteyen herkesin imdadına koşan Hızır’dır. Yüzlerce yıl yoğrulup, ilmek ilmek dokunan Buyruklar, cenknâmeler, destanlar, efsaneler, menâkıbnâmeler, fütüvvetnâmeler, makteller, mevlidler, nefes ve deyişler onun mucize, keramet ve yiğitliğini anlatır. O, Şamanlar gibi Tanrı’yla görüşür, semah döner, hastaları iyileştirir, ihtiyarları gençleştirir, göğü gürletir, yıldırımlar gönderir, aslan şekline girer, ejderhalarla dövüşür, narasıyla yüzlerce kâfiri öldürür ve atıyla dağdan dağa uçar. Kılıcı ise yerin yedinci katına kadar iner. İşte bu eserde, bahsedilen kaynakların ışığında, mezhep ve coğrafya farkı olmaksızın Türklerin Ali’sini ve bunun temellerini bulacaksınız.