Tükendi
Stok AlarmıOsmanlı Devleti iç ve dış siyasetinde şer’i ve örfi hukuk sistemlerini bir arada kullanmış, bu her iki hukuk sistemini birbirlerini tamamlayan kurallar bütünü olarak değerlendirmişti. Özellikle klasik dönemde, gayrimüslimlerin idaresinde de temel referans İslam Hukuku olmuştu. İslam Hukuku çerçevesinde gayrimüslimlerin idaresini belirleyen devlet, kendine özgü teşkilâtlanmalarla bu idareyi sistemli bir hale getirmeye gayret etmişti. Kimi değişimlerle birlikte bu idare usûlü 19. yüzyıla kadar devam etmiş, 1856 tarihli Islahat Fermanı sonrası ise Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim tebaası için, önceki dönemlerden oldukça farklı bir idarî sisteme geçilmişti. Bu çalışmada, Islahat Fermanı ile değişen idarî sistem ve ferman sonrası yürürlüğe giren millet nizamnameleri ayrıntılı olarak incelenerek, Batılılaşma sürecinin Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim vatandaşlarına getirileri ve idarelerinde yaşanan değişimler ele alınmaktadır. Bu çerçevede, Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılda değişmeye başlayan idarî anlayışının, Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişte Lozan Antlaşması ile belirlenen azınlık sistemini -uygulamalarıyla birlikte- ne ölçüde etkilediği, bu sürecin Türkiye Cumhuriyeti’nin azınlıklara karşı tavrına nasıl tesir ettiği gibi soruların cevapları aranmaktadır.