Ermenilere en sadık millet (Millet-i Sadıka) tanımlaması yapılması nasıl tarihi bir gerçek ise özellikle 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında tatsız olayların olduğu da bir gerçektir. Tarihteki olumlu ilişkilerin olduğu dönem de, tatsızlıkların gerçekleştiği dönem de duygusallıktan uzak, dönemin şartları, güç dengeleri, propagandalar gibi faktörler göz önüne alınarak değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Tarihte tatsızlıklar olduğu gibi Türkler ve Ermeniler arasında kardeşlikle ve uyumla dolu uzunca bir dönem de olmuştur. Bu nedenle geçmişe sadece olumsuzluklar penceresinden bakılarak, geleceği gölgeleyecek şekilde değerlendirilmesi, olayın kısır bir `kan davası` şekline dönüştürülmesi, Türkler, Ermeniler, bölge halkı ve hatta dünya barışı için doğru ve adil bir yaklaşım değildir. Doğru olan yaklaşım, bardağın dolu tarafına bakarak, olayları devrin parametreleri içinde değerlendirmek, geleceğe umutla bakmak barış ve işbirliğini teşvik edecek olumlu adımlar atmaktır.