Gökkuşağının yedi renkten oluştuğu henüz küçücükken ilk öğrendiğimiz konulardan biridir. Çocukların amatörce çizdiği ilk resimlerin arasında gökyüzü ve gökkuşağı vardır. Yedi ayrı renk bir araya geldiği zaman her defasında büyülenerek baktığımız gökkuşağı oluşur, öyle değil mi? Her renk tek başına ayrı anlam taşır. Kırmızı, aşkın ya da öfkenin rengidir. Mavi, umudun rengidir örneğin. Bir araya geldiklerindeyse bambaşka bir güzelliği çizerler birlikte. Biz de hayran hayran izleriz. Hayat da gökkuşağı gibidir. Bir bütün olarak görünen her detay kendi içinde ayrı bir anlam taşır. Bütünün içinden birini bile çıkarırsan tüm anlamı değişecektir. Niçin bu çocukları bütünden çıkaralım? Niçin ifade ettikleri anlamı görmezden gelelim? Yetenekleri başka bir yönde olabilir. ‘Normal’ insanlardan farklı bir bakış açılarının oluyor olması, bambaşka alanlar açmaz mı? Renkler güzeldir. Farklılıklar güzeldir.