Tükendi
Stok AlarmıDevlet sırrının konusu bilgi olunca, bahse konu bilginin sır olarak gizli tutulması bazı temel hakların kullanılmasının sınırlanmasına sebebiyet vermektedir. Örneğin bilgiye ulaşma hakkı, kamusal veya bireysel bilgilenme hakkı olarak temel bir hak olarak kabul edilmekle beraber, devlet sırrı niteliğindeki bilgi bu hakkın bir istisnası veya sınırı olarak ortaya çıkmaktadır. Aynı durum düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı ile basın özgürlüğü hakkı ve adil yargılanma hakkı bakımından da geçerlidir. İşte bu ve benzer hakların konusunu oluşturan bilginin, aynı zamanda devlet sırrının konusunu oluşturan bilgi olması halinde, ortaya çıkan hukuki sorunun halli ciddi bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla devlet sırrı niteliğindeki bilginin sınırlarının belirlenmesi, hangi tür bilginin devlet sırrı olarak saklanabileceğinin, hangi tür bilginin asla devlet sırrı olarak saklanmasının kabul edilemeyeceğinin ceza hukuku ilkeleri de göz önüne alınarak saptanabilmesi son derece önem kazanmaktadır. Diğer taraftan devlet sırrı niteliğindeki bilginin gizliliğinin korunmasındaki amaç; bireylerin, demokratik bir toplumda, güven ve barış içinde özgürce yaşama haklarını korunması olarak belirlenince, temel hakların kullanılmasıyla devlet sırrı niteliğindeki bilginin gizliliğinin korunması arasındaki hukuki dengenin kurallarının belirlenmesinin gerekliliği de daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu kitapta, önce yukarıda bahsedilen hukuki sorunların ortaya konulmasına, daha sonra da bu sorunlar bakımından uygulanan çözümlerin değerlendirilmesine çalışılmıştır.