Osmanlı Devleti, dünya tarihini siyasi, sosyal ve iktisadi yönleriyle etkilemiş derin ve tarihi bir sürece sahiptir. Padişahın bizzat ordunun başında katıldığı seferlerin yapısının bilinmesi, asırlar boyunca üç kıtada hüküm sürmüş bu devletin tarihsel dinamiklerinin daha iyi anlaşılabilmesini sağlayacaktır.
Klasik dönemin başlangıcından itibaren uygulanagelen devletin idare geleneklerinin zamanla değişmesiyle beraber, sefere padişahların yerlerine serdarı ekrem sıfatıyla ordunun başında vezir-i azamlar katılmaya başlamışlardı. Bu durum, 17. yüzyılın sonlarında, 1695 yılında 2. Mustafa’nın tahta çıkışına kadar devam etmiştir. Sultanın Son Seferleri isimli bu eserde bir Osmanlı padişahının son defalar olarak ordunun başında bulunduğu 1695 ve 1696 Avusturya Seferlerinin yapısı ele alınmıştır. 5. Murad’ın 1638 yılında bizzat ordunun başında sefere çıktığı Revan Seferi’nden sonra genç ve dinamik bir Osmanlı padişahı olan II. Mustafa’nın ordunun başında sefere katılması ve 1683 Viyana yenilgisinden sonra ilk ciddi zaferlerin elde edilmesi bakımından, bu seferlerin Osmanlı ve Avrupa tarihlerinde önemli bir yere sahip bulunmaktadır.