Bu eseri yayımlarken, derlenmesi sırasında karşılaştığım sayısız zorlukları belirtmeden geçmenin, kendime haksızlık olacağını düşünüyorum.
Öncelikle, Türkiye’nin dili, başlı başına ciddi bir engel teşkil ediyor. Çünkü, Avrupa dillerinden tamamen farklı olması, yerli halk ile yabancılar arasında aşılması güç bir bariyer oluşturuyor. Üçüncü bir kişi aracılığıyla, yani bir tercüman vasıtasıyla kurulan iletişim, genellikle sohbetin özünü kaybetmesine yol açıyor; hatta bazen tercüman, konuşmanın anlamını bilerek saptırabiliyor. Ancak, bu iletişim zorluğu, yerli halkla tam ve özgür bir etkileşim kurmanın önünde ciddi bir engel olsa da Türkiye’de özellikle yabancı bir yazarı bekleyen diğer tuzakların yanında önemsiz kalıyor. Bu tuzaklar, parti ruhu ve politik önyargılarla ilgilidir.