Türk şiirinde yeni bir soluk; lirizmin zirvesinde mısralar.
Akiflerle, Yurdakullarla, Gökaylarla, Beyatlılarla kapanıp gitmiş sanılan vatan sevgisi ve kahramanlığa övgü coşkusunun;
Şu dağlar gara gara
Açtı gönlümde yara
Dün yürüdü üstünde
Göğsünü gere gere
Bugün geldi haberi
Zifirden de kapkara
Boğazdan Yusuf Kenan
Ses verdi yana yana…
Çamlıbellerle, Dağlarcalarla modası geçmiş kabul edilen anayurt ve doğa sevgisinin;
Yalnızca Necip Fazıl’a özgü zannedilen sırlar ikliminden söz etmenin en güzel satırları:
Stepler heceliyor Bektaş’ın nefesini
Türkistan’dan duyarım Yesevi’nin sesini
Mansur’un çığlıkları hâlâ Bağdat’ ta inler
Bu sırlar ikliminde neler saklıdır neler…
Türk şiirinde Osman Türkay’dan sonra ilk defa uzay konulu mısralar:
Işıkla alay eder, atlar galaksileri,
Göz açıp kapayınca yutar mesafeleri.
Ne yazık ki hâlâ füzeler çağındayız,
Warp denen efsanenin çok çok uzağındayız.
Hepsi ve daha fazlası bu fenomen şiir kitabında…