Sevgili okur, bende senin gibi kitabın arka kapağına bakar, kendimce bu kitap, bana, hayatıma ne katabilir diye merak ederdim? Hatta buradaki satırlara göre kitap aldığım da olmuştur. Bunun için yazdığım *Kitap Neyi Anlatıyor?* başlıklı kısım, sana yol gösterici olabilir.
Bu kitap, sana, gündelik hayatına, işine, eşine, dostuna, okuluna televizyona, internete, siyasete, gençliğe vb. dair bir şeyler söylüyor. Hatta gündelik hayatına dair sorular sormanı istiyor; seni çıktığı bu yolculuğa ortak etmek istiyor. Yine bu kitap, öncelikle gündelik hayatımız üzerinden bir kapitalizm eleştirisidir. Bunu yaparken nasıl bir hayat yaşadığını, neden böyle bir hayata mahkûm bırakıldığını ve neden bu hayatın bizler için yaşanabilecek tek hayat biçimi olarak sunulduğunu anlatmaya çalışıyor.
Sende yaşıyorsun ki, hayatımız, güce, servete, yarışmaya, eşitsizliğe, tüketime ve gösterime dayanıyor. Buna karşın sistem, akıldışı ve insana karşıt işleyen bu hayatın işleyiş mantığını, bizlere kabul ettirecek kadar da güçlü görünüyor. Bu güçlülüğünün altında, bizim bunlara ulaşabilmek için benzerlerimizle sürdürdüğümüz yarışımız, benzer sorunları yaşayanlarla bir araya gelemeyişimiz, tek başınalığımız, yani, güçsüzlüğümüz yatıyor.
Şimdi çok daha zor, bu çıplaklığımızı görebilmemiz. Yani kendi ellerimizle bize karşı işleyen bu hayatı, yeniden ürettiğimizin bilincine varabilmemiz. Çünkü düşman, bin bir çeşit yüzüyle karşımıza çıkıyor, mekanizmalarını işletiyor adeta bilincimize işlemiş durumda. Ancak bu süreç, eğer bizler bu gidişata müdahale etmedikçe, bu işleri kurtarıcılara, *büyüklere* bırakıp, kıyısında kaldıkça yani çıplaklığımız sürdükçe, ellerimizle kendisini sürekli üretecek. Her şeye rağmen umudunu kaybetme; eğer kaybedersen o kazanacak. Unutma ki uzun bir yürüyüş ilk adımla başlar. Yine unutma ki anlatılan senin hikayendir...