Sosyal medya ile birlikte dünya artık eski dünya değil. Öncesinde hiç tecrübe etmediğimiz bir hayatın kapıları aralanıyor. Bugün internet ve sosyal medya ortamları sahte, ikincil, “sanal” olmanın çok ötesinde; gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir gerçekliği. Bu yüzden “sanala veda” demenin vakti çoktan geldi.
“Sanala Veda”, internete veya internet aracılı ortamlara vedayı değil; çevrimdışı ve çevrimiçi uzamlar arasında kategorik ayrıştırmaya sebebiyet veren “sanal” kelimesini kullanmaya veda etmek gerektiğine dikkat çekiyor. Böylece bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin açıldığına işaret ediyor.
Sosyal medya pratikleriyle birlikte dönüşen dindarlığın fotoğrafını çekmeye çalışan bir dijital din sosyolojisi araştırması olan bu kitap, Türkiye’deki muhafazakâr/dindar çevrenin ve önde gelen dini grupların sosyal medya pratiklerini sahadan hareketle inceleyen en geniş sosyolojik soruşturma olarak göze çarpıyor.