Keyifli, bilgilendirici bir felsefe hikâye okumak ister misiniz?
“Safoğlan” isimli eserinde Voltaire, 17. yüzyıl Fransa’sının âdetlerini, insanlarını, din mücadelelerini, edebiyatını ve saray entrikalarını bize o kadar kısa ve tatlı bir dille anlatıyor, bütün bunları kendine özgü iğneleyici üslûbuyla o kadar özlü bir şekilde ortaya koyuyor ki, insan kendi kendine, bu küçük hikâyeyi okuduktan sonra o devrin Fransa’sı hakkında ciltlerce tarih kitabı okumanın neye yarayacağını soruyor.
Safoğlan’da bir de 18. yüzyılda ilk tohumları atılmaya başlanan ve J. J. Rousseau tarafından savunulan doğaya dönüş fikriyle alay vardır. Voltaire, Amerika’da vahşiler arasında yetişmiş sonra Frasan’ya gelen Safoğlan’ı, rakibi Rousseau’nun saf tabiat hakkındaki fikirlerine adeta örnek göstermiştir. Fakat bu kitap ayını zamanda insana, Voltaire’in Rousseau’yu hem savunduğu hem de hırpaladığı kanaatini veriyor.
Din münakaşalarıyla, saray entrikalarıyla, Fransız toplumunun kültür hayatıyla alay eden Safoğlan, Voltaire’in insan karakterlerine getirdiği gözlem ve tahliller açısından önemli bir eserdir.