Tükendi
Stok AlarmıMerhaba sevgili okur;
“Özel” dosya konulu ellinci sayımızla karşınızdayız.
Dile kolay tam elli ay! Böyle özel bir sayının dosya konusunda da özel olarak karşınıza çıkıyoruz. 2022 yılına yeni girdik derken, artık ortasına geldik. Yazın artık ‘ben geldim’ dediği zamanlara gelmiş olduk. İyice ısınan havalar kimimiz için final sınavlarını çağrıştırırken, kimisi içinde tatil sezonunun açılışı demek. Bizse sizlerle ellinci sayımızla karşınızda olduğumuz için haklı bir gurur yaşıyoruz.
Bu ay çok renkli, birbirinden farklı konularla karşınızdayız. Gündelik hayatta özel olarak adlandırdığımız ve korumak istediğimiz ne varsa içerde onları sere serpe bir hâlde bulacaksınız. Dedikodudan hareme, özel günlerin nasıl küreselleştiğinden iç çamaşırının tarihi yolculuğuna kadar farklı uçlarda dolandık bu ay. Vatan yahut Silistre’den hareme kadar nasıl bir yolculuk izlendiğine de şaşkınlıkla tepki vereceğinizi düşünüyorum. Bu kadar güzel bir sayı hazırlamamızda en büyük paya sahip olan tüm yazarlarımıza en içten dileklerimle teşekkür ediyorum. Sizleri Şükrü Erbaş’ın etkileyici dizeleriyle baş başa bırakırken önümüzdeki ay görüşmek üzere sevgili okur.
“Çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
Yarı gecelerde yıldızlara bakarak
Başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
Gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
Ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.”
Not: Geçen ayki “çiçek” dosya konulu sayımızın on sekizinci sayfamızda yer alan yazıda “Türk Edebiyatı” sehven “Türkçe Edebiyat” olarak yazılmıştır. Bu yanlış kullanımdan dolayı okurlarımızdan özür dileriz.