Tükendi
Stok AlarmıMerhaba sevgili okur;
Deli dosya konulu otuz dördüncü sayımızla karşınızdayız.
Çılgın, divane, kaçık, mecnun, meczup veya deli. Hâl, tavır ve hareketlere göre adı değişen bir kavramdan yola çıkarak, birbirinden farklı konulardan oluşan bir sayı hazırladık.
Bir hastalık mı yoksa bir yaşam tercihi mi? Delilik kimine göre ermişliğin dışa vurumu kimine göre ise akli melekelerinin uçup gitmesi. Zamanın akıl sorunlarına çözüm üretmek adına kurulan Darüşşifaların çalışma disiplini nasıl işliyordu Bünyamin Tan bizlere anlatacak. Diğer yandan geçmişten günümüze akıl hastalarına hastane ötesinde bir ev görevi gören Tımarhanelerden kimler gelmiş kimler geçmiş bir bakalım istiyoruz.
Sanatın çılgın dehası Salvador Dali, paltosunda nice deliler yetiştiren Nikolay Gogol, Bursa’dan Ayten, çizgi roman sayfalarından Joker, beyazperdeden Şener Şen ve bir milli kahraman olan deli lakaplı Ali Rıza… Hepsi bu mefhumun gölgesinde birazdan sayfalarını çevireceğiniz elinizdeki derginin içinde.
Kapağa gelecek olursak, kültürümüzde önemli bir yeri olan gölge oyununun baş kahramanlarından olmasa da hatrı sayılır derecede hoş bir yan karakter Tuzsuz Deli Bekir. Eskiden Anadolu’da ‘’tuzsuz’’ diye kime denirdi bilir misiniz? Gel-git akıllıya…
Delilik ile dahilik arasındaki ince çizginin üzerindesiniz. Bir dahi mi yoksa bir deli olmayı mı tercih ederdiniz? Delilere niyaz etmek mi yoksa dahiliğin yularını kavramak mı arzunuz? Peki bu teraziyi dengeleyemezsek ne olur? Bir meczuba mı dönüşürüz yoksa mecnuna mı? Aklınızda birçok şey canlandı ve kafanız fazlasıyla karıştı öyle değil mi?
Öyle deyip, böyle deyip lafı uzatmadan sizleri Deli dosyamızla baş başa bırakıyorum.
Keyifli okumalar.