Tükendi
Stok AlarmıYapay zekâ ve otomasyon sistemlerinin gündelik hayattaki rolünün hızla artması, her alanda olduğu gibi ulaşım sektöründe de büyük bir yenileşim dalgası yaratmış ve karayolu taşımacılığında yeni bir çağın habercisi olmuştur. Dünyada her yıl yaklaşık 1,3 milyon insan, ekseriyeti sürücü hatalarından kaynaklanan trafik kazalarında yaşamını yitirmekteyken; otomasyon teknolojilerinin karayollarında yaygın kullanımını sağlamaya yönelik girişimler, gelecekte insan hatasından kaynaklanan can ve mal kayıplarının azalmasına dair umut verici gelişmeleri beraberinde getirmektedir. Çeşitli otomasyon teknolojileriyle donatılarak sürüş görevini asgari insan müdahalesiyle yahut tamamen insan sürücüden bağımsız şekilde yerine getirebilen otonom araçlar ise bu itibarla karayollarındaki yenileşimin en somut görünümünü teşkil etmektedir.
Vadettiği pek çok avantajın yanında çeşitli dezavantajları da bünyesinde barındıran bu araçların, toplumların teknolojiye adaptasyonu tamamlanmadan ve karayollarının dijital altyapısı henüz yeterli düzeye erişmeden kullanıma sunulması ise yüksek riskli bir faaliyet olarak birtakım ceza hukuku zorluklarına kapı aralamaktadır. Söz konusu zorlukların ceza hukuku ilkeleri ve Türk ceza hukukunun yürürlükteki hükümleri çerçevesinde değerlendirildiği eldeki çalışmanın ilk bölümünde, otonom araçlar tanımlanıp sınıflandırılarak bu araçların tarihi gelişim süreci irdelenmiş; ardından bu araçlara ilişkin Türk hukukundaki ve karşılaştırmalı hukuktaki yasal düzenlemeler ile ulusal, bölgesel ve küresel çapta ortaya konulan yasalaştırma çabalarına yer verilmiştir. İkinci bölümde ise çalışmanın temel problemi olan otonom araçların kullanımından doğan cezai sorumluluk meselesi; özellikle taksir sorumluluğu, nedensellik bağlantısı, izin verilen risk, ikilem durumları ve kaza optimizasyonu için etik algoritmaların tasarlanması gibi literatürdeki tartışmalı hususlar etrafında ele alınmıştır. Bu bölümde ayrıca, otonom araçların birbirleriyle veya ağa bağlı diğer nesnelerle bağlantılı olarak kullanımıyla gün yüzüne çıkması beklenen iki temel risk alanı belirlenmiş; bu kapsamda karayollarının siber güvenliğine ve bu araçlarla toplanan verilerin korunmasına ilişkin potansiyel ceza hukuku riskleri tetkik edilmiştir.