Tükendi
Stok AlarmıEvlenme, hayatı paylaşma ve kader birliği olup, ömür boyu sürmesi istenen bir duygu, amaç ve kader ortaklığı olarak tanımlanır. Geçerli bir evlenme, hukuk düzeninin belirlediği maddi ve şekli şartlara uygun olma koşuluyla cinsiyeti farklı iki kişi arasında kurulabilir. Hukuka uygun olarak gerçekleşen evlenme ile birlikte taraflar arasında evlilik birliği meydana gelir. Taraflar, evlilik birliğinin ömür boyu sürmesini amaç edinirler. Nitekim evlenme töreni sırasında, evlendirme memuru tarafından taraflara yöneltilen “ömür boyu eş olarak kabul etme” deyimi bu arzuyu veciz bir biçimde belirtir. Ne var ki ömür boyu sürmesi amacıyla yapılan her evlilik, arzu edildiği gibi böyle devam etmeyebilmektedir. Ömür boyu sürmeyen evliliklerin bir kısmı butlan veya boşanma yoluyla sona erer. Eşler arasındaki evlilik birliği butlan veya boşanma yoluyla sona erdiğinde, tarafların birbirlerinden talep edebileceği bir takım haklar veya borçlar doğar. Boşanma nafakası (yoksulluk nafakası), evlilik birliğinin butlan veya boşanma yoluyla sona ermesi üzerine, talep edilebilen haklardan biridir. Bu hakka, butlan veya boşanma sebeplerinde daha ağır kusurlu olmayan taraf sahiptir. Boşanma nafakası, çeştli hukuk sistemlerinde benzer şekilde düzenlenmiştir. Ancak belirli bir hukuk sisteminde dâhi, bu kavramın bağlı olması gereken koşullar üzerinde mutabakata varılamamıştır.
Boşanma nafakasının tamamına yönelik eleştiriler, onun bir unsuru olan süre bakımından ve nafakanın belirlenmesine ilişkin ölçütler bakımından da yoğun bir şekilde tatışılmaktadır. Fakat bütün bu tatışmalara rağmen, Türk aile hukukunda boşanma nafakasını tüm yönleriyle inceleyen monografik bir çalışma yapılmamıştır. Yine doktrin ve uygulamada pek çok görüş ileri sürülemine karşın, boşanma nafakasının süresi ve ölçütleri üzerinde de yeterli temellendirme ortaya konulmamıştır.