" Fabrikaları yıkar, tüm makinaları bir yere yığdırır sonra da heybet dolu bir seslenişle: `Sizler, ey aletler, yabancı ülkelerden bizlere mutsuzluk taşıyarak gelen siz suçlu yaratıklar! Tertemiz ve barış içerisinde güvenle yaşamak isteyen insanlık namına sizlerin parçalanmanızı emrediyorum.` Sonra orada toplanmış insanların yüzlerine karşı `Haydin ey aptallar! Toprağa dönün artık... Kalplerinizi çirkinliklerle kirletmeden sizlere ekmek ve mıtluluk veren tek ana, toprak anadır.` İnsanlık bedbaht; şehri uçsuz bucaksız yeşil tarlalarla çevrilmiş büyük bir köye çevireceğim. Ve bu köyün de çok geniş bir meydanı olacak. Tüm köy halkı her akşam orada toplanacak. Binlerce erkek ve kadın yeryüzünden, insandan ve aşktan bahseden şarkılara eşlik edecekler. Bu şarkılarda tüm sesler sarmaş dolaş olacak, seslerin sahipleri şarkı söylerken kardeş olduklarını ve hayatın gizemli mutluluklarla dopdolu olduğunu hissedecekler. Peyderpey barış ve mutluluk içerisinde yaşayan büyük çocuklara dönüşecekler."