Tükendi
Stok AlarmıNeden kaygılıyız? Neden endişeliyiz? Neden her eylemimizi bir "kazanç" sağlamak için gerçekleştirilmesi gereken bir performans olarak kurgulamak zorunda kalıyoruz? Birbirimize güveniyor muyuz? Birbirimizi destekliyor muyuz? Yoksa, "kazanmak" ve "rekabette öne geçmek" artık hayatta kalmanın tek yolu haline geldiğinden, birbirine hınç ve haset duyan birer düşmana mı dönüştük? Neyin yoksunluğunu çekiyoruz? Gerçekten özgür müyüz? Parçası olduğumuz, kurulmasında ve işlemesinde rol aldığımız iktidar ilişkileri ve ekonomik rasyonalite toplumlarımızı, siyaseti, demokrasiyi, çalışma biçimlerimizi, yaşam deneyimimizi ve öznelliğimizi nasıl dönüştürüyor? Nasıl bir dünyada yaşadığımızı ve kim olduğumuzu gerçekten biliyor muyuz?
Bu sorunların yanıtlarını, Michel Foucault’nun eleştirel analiz hattının izinde, son yıllarda giderek belirginleşen gerilimleri, çelişkileri, iktisadi ve yönetimsel krizleri yorumlayarak arayan Başak Coşkun, şirketlerdeki iş deneyiminden süzülenleri akademik yazının katkılarıyla birleştirerek, neoliberal yönetimsellik tartışmasını anlaşılır kılmak için incelikle kullanıyor.
Coşkun’un çözümlemesi, ‘homo economicus’ olarak kurulan neoliberal özneye ve bu özneyi artık tüm varoluş alanlarını bütünüyle kapsamış olan piyasaya bağlayan iktidar düzeneklerine çarpıcı bir bakış sunuyor. ‘Homo economicus’ büyük özel sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda "kendine yatırım yapan" ve kendini "insan sermayesi" olarak kuran bir girişimci öznedir. Neoliberal yönetimselliğin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini de sorgulayan çalışmanın vardığı sonuç, neoliberal rasyonalitenin sınırlarını aşmak için hem bir düşünme ve eleştiri sürecine hem de kolektif özgürlük pratiklerine ve dayanışmaya ihtiyacımız olduğudur. Mevcut iktidar ilişkilerini tersine çevirmenin ve özgürleştirici bir siyasetin yolu buradan geçmektedir.
- Başak Coşkun