Gözlerinizi yavaş yavaş kapatın... Bir kaç dakika zihninizi boşaltın... Ve birden, doğduğunuz kenti terk etmek zorunda kaldığınızı düşünün... Doğduğunuz evi, avlusunda oynadığınız günleri... Terli terli su içtiğiniz kapıyı, dallarından elma kopardığınız ağacı... Sokakları, kaldırımları, arkadaşlarınızı, komşularınızı... Birden yok olduklarını, birden savrulduklarını... Ne kadar acı ve tarifi zor bir duygu değil mi? İşte mübadelenin anlamı da bu acıyla eş değer... Doğduğunuz, büyüdüğünüz toprakları, evinizi, bahçenizi, her gün özenle suladığınız çiçeklerinizi ardınızda bırakıp, bilinmeyene gitmek...