*…Moğollar,XIII.asrın başlarına kadar Asya’nın doğusunda konar-göçer bir kültürel hayatın en önemli temsilcilerinden biri olarak kendi halinde bir kabileler topluluğu iken, Cengiz Han’ın liderliğinde birden bire tarih sahnesine çıkıp, asırlarca dünyanın çeşitli bölgelerinde hakim olan kuvvetli imparatorlukları silip, Avrasya’nın muazzam kültür sahalarını işgal ederek,büyük bir imparatorluk kurmaya muvaffak olmuşlardır.
Yüksek yaylaların sert rüzgarı,aşırı soğuk yakıcı sıcak;bu çekik gözlü,çıkık elmacık kemikli,seyrek sakallı insanları yaratmıştır.Moğolların her türlü zorlu koşula dayanıklı fiziksel özellikleri ve Cengiz Han’ın getirdiği katı disiplin,dağınık Moğol kabilelerini bir dünya devleti haline getirmiştir.Aradan henüz bir asır bile geçmeden Moğol Hanları yerleşik hayata geçerek,dünya medeniyetine büyük katkılar yapmışlardır.Pax Mongalica döneminde,Avraya’daki ticaret yollarının çehresi değişmiş,güvenli ve özgür bir ticaret ortamı Avrasya’da büyük bir refah yaşanmasını mümkün kılmıştır.Moğollar,bugün tarih sahnesinden çekilerek daha mütevazi bir hayat sürseler de onların bıraktığı miras, Moğol atlılarının geçtiği yarlerde hala yaşamaktadır.…*