Orada Güneş’in kraliyet sarayı duruyordu, birçok yüksek sütunlar üzerine yükselerek, altın çatısı ve ateş parlayan bronzla, ve fildişiyle detaylandırılmış tavanlarıyla, gümüşle parlayan çift katlanır kapılarıyla. Sanatı, yapıldığı malzemeyi aşıyordu, zira Vulcan bu kapılara dünyanın ortasını çevreleyen denizleri dolaşan toprakları ve üzerlerinde sarkan gökyüzünü kazımıştı. Dalgalar, mavi tonlarında tanrılarını sergiliyordu...