Tükendi
Stok AlarmıTakvimler 1290’lı yılları gösteriyordu, Osmanlı Devleti’nin ayak sesleri artık çok net bir şekilde duyuluyor, adeta “Ben geliyorum!” diyordu.
Osmanlı Devleti’ni kuracak olan Osmangazi yoğun geçen günlerin, ayların ve saatlerin akabinde yorgundu ve uyuyakaldı ansızın. Osman Bey uyudu, uyudu…
Bir rüyaya daldı Osman Bey, bu rüya öyle bir rüya idi ki; Gecenin karanlığını aydınlatan bir hilal Şeyh Edebali’nin koynundan çıkarak Osman Bey’in koynuna girdi. Işıltılı hilalin Osman Bey’in koynuna girmesiyle Osman Bey’in göbeğinden bir ağaç belirmeye başladı, bu ağaç öylesine büyüdü ki dalları bütün dünyayı kapladı, gövdesi güneşin endamını ardına sakladı, yaprakları ise parladıkça parladı…
Bu ağaç bir meşe ağacıydı, öyle ki bu rüya uzun ömürlü ve köklü bir saltanatın habercisiydi şüphesiz. Yaklaşık 730 yıl önce gerçekleşen bu ilham verici olayın yaşayan bir şahidi var! Evet yanlış duymadınız Osman Bey’in rüyasına giren köklü ve uzun ömürlü bir devletin habercisi olan Meşe ağacı, şu an Sinop ilinin Türkeli ilçesine bağlı ve ilçenin en kalabalık köylerinden biri olan Akçabük köyünde yaşamına devam eden bin yıllık Koca Meşe ağacıydı.
Bu kitap Akçabük köyünde yaşamına devam eden ulu ağacın şahitlik ettiği olayları ve bölgede yaşanan tamamı gerçek kişiler tarafından bizzat anlatılarak asırlar öncesinden günümüze kadar ulaşan yaşanmış hikayeleri içermektedir.
Kitapta geçen olayların tamamı kitabın yazarı tarafından olayın muhataplarından ve köyde yaşayan yaşça ileri kişilerden dinlenerek ve konular yazar tarafından detaylı bir araştırma yapılarak kaleme alınmıştır.