Teknik bilgi, sanat, hukuk, filoloji, mali ve iktisadi bilgi... tüm bunlar Batı`da ticaret burjuvazisinin ve daha sonra giderek olgunlaşan sanayi toplumunun en temel ihtiyaçları olmuştu. Rönesans ve hümanizm bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik araştırmaların ve çalışmaların ufkunda yükseldi. Giderek daha karmaşık hale gelen siyasi ve toplumsal örgütlenmede * insan * ve * eğitim * konuları en temel tartışmaların ve mücadelelerin odağı olurken, *Nasıl bir insan?* ve *Nasıl bir eğitim?* sorusu, toplumun geleceğini ve ideolojik angajmanların yönünü tayin etmesi bakımından başta devlet olmak üzere, toplumsal ve kültürel çevreler ile gruplar bu konuda oldukça hassas davrandılar.
Türkiye`de de modernleşme hareketlerinin ve değişimlerin başlamasıyla birlikte Tanzimat, 2. Abdülhamid, 2. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde eğitimle ilgili başlıca konuların, tartışmaların ve düşüncelerin ele alındığı bu kitap, eğitim sisteminin finansmanından, Yeni Osmanlıların ilgilerine, disiplin ve cezalandırmadan engelli eğitimine, yurtdışına öğrenci göndermeden Osmanlı`nın son ve Erken Cumhuriyet dönemlerinde değerler eğitimine ve amaçlanan ideal insan tiplerine kadar çeşitli konularda Türk eğitim sisteminin bugünkü yapısının daha iyi anlaşılmasına ciddi bir katkı sunmaktadır. Ve elbette kitabın odağında Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine gelinceye dek sebebi her ne şekilde açıklanırsa açıklansın ani kırılmalarla sürekli değişen, alt üst olan ve tıpkı bir meddücezir yaşayan eğitim sisteminin iç çelişkileri birbirinden farklı örneklerle gösterilmektedir.