17. yüzyılın önemli tarihçilerinden Evliya Çelebi, Kösem Sultan’ın siyasi bir cinayet sonucunda öldürülmesinin ardından İstanbul’da üç gün üç gece yas tutulduğunu ve birçok insanın öldürüldüğünü söyler. Günümüz araştırmacılarından N. Sakaoğlu ise NTV Tarih Dergisi’nde yazdığı yazısında, Kösem Sultan’a *iade-i itibar yapılması gerektiğini* belirtir. Tarihçi, Osmanlı tarihinin en güçlü kadınının *erkek* tarihçilerin kurbanı olduğu görüşündedir. Kuşkusuz Sakaoğlu’nun bu yaklaşımının beraberinde getirdiği önemli bir soru vardır. Kösem
Sultan günümüz tabiriyle *elinin hamuruyla* erkek işine karıştığı için mi eleştirilere maruz kalmıştır? Başka açıdan ise Kösem Sultan, tarihçilerin yaptığı olumsuz tasvirdeki gibi gerçekten servet düşkünü bir Osmanlı kadını mıydı? Dahası, oğlunu öldürtecek kadar ileri gidebilecek bir kişiliğe mi sahipti? Yoksa Ayvansarâyî Hüseyin Efendi’nin söylediği gibi *sarây-ı devlet ü ikbâl* miydi? Bu bağlamda, dönemin siyasi ortamı içinde devletin devamını sağlamak adına mı bir mücadele ortaya koydu? Murat Kocaaslan, Kösem Sultan’ı ele aldığı bu çalışmasında bu sorulara cevap arıyor. Murat Kocaaslan, halen Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde çalışıyor.