Cephede ne zaman inanılmaz bir kahramanlık, çarpıcı bir yiğitlik ve serdengeçtilik görsem, bunca ihlas ve güzelliğin
siperlerde kalmasından ve tarihin sayfalarına altın harflerle geçmemesinden rahatsız olur, adeta kendimi suçlu hissederdim. Çünkü bu savunma savaşının o değerli hazinelerinin korunmasının bir farz ve vatan savunmasının değerlerinin tarihe kaydedilmesini kendim için bir vazife bilirdim. Bu nedenle, kalemimle kameramı kuşanıp günlük
yaşamın en ileri hattına gitmeye ve davaları uğruna canlarından geçen “İmam’ın çizgisindekiler” in yaşam felsefesini kayda geçirip “Salavatçılar” ın yaşam kurucu kültürlerini şehre taşımaya karar verdim.
İşte bu düşüncelerle, kalemimin şarjörünü kelimelerle doldurup fotoğraf makinemin deklanşörünü “otomatik” e
koydum ve cephelerde savaşan erlerin Hakk’ a olan aşklarını, iman ve ihlaslarını bir nebze de olsa kayda almaya çalıştım. Bunların, hal dili olamayacağını çok iyi biliyorum.