Dünya ülkeleri arasında Japonya’nın diğer toplumlara benzemeyen farklı ve şaşırtıcı kimliği varlığını hep korumuştur. Batılı bir toplumun dış görünümüne sahip, bilim ve teknikten en üst düzeyde yararlanabilmiş ama aynı zamanda yüzlerce yıldır geleneklerinden kesinlikle taviz vermeyen bir ülkenin başarısını anlatıyor bu eser.
Eski Japonya’nın görkemi ve güzelliğini neye borçlu olduğunu öğrendiğimizde niteliğinden bir şey yitirmediği fark ediliyor. Japonların geleneksel iyilik anlayışı ve davranışlarındaki zarafet büyüsünü sürdürmeye devam ediyor, çünkü bin yıl boyunca samuray geleneği ve kılıç tehdidiyle aşama aşama gelişip olgunlaşan bir kültür ve zihniyet farklılığı canlılığını sürdürüyor.
Bu metin, yaşamın her alanında binlerce yıllık Japon tarihinin bir özetini sunarken Japon kültürünün gizemli yanlarını da ortaya koyuyor. Japonların dürüstlüğe ve içtenliğe dayanan dünyaya bakışları, dinlerin katı kurallarından çok daha fazla bir tutarlılık arz ediyor. Aynı zamanda Buddhizm ve Şintoizm, Japon aile yapısı, toplumsal ilişkiler ve eğitim sistemi kitapta ayrıntısıyla ele alınıyor.
Japonya’yı, kendi ismini değiştirecek kadar çok seven ve buraya tüm yaşamını adayan bir Avrupalı tarafından kaleme alınan çalışma, ülkeyi içeriden bir bakışla resmediyor.