Yeni bir İz ile karşınızdayız. Bu sayımıza Thomas Hoepker portfolyosu ile başlıyoruz. Portfolyoda yer alan fotoğraflarından biri var ki son yıllarda çok tartışıldı ve üzerine onlarca yazı yazıldı. Haluk Çobanoğlu da bu fotoğraf üzerinden bir yazı ile günümüz dünyasında her şeyin nasıl seyirlik haline geldiğini gözler önüne seriyor. Hoepker`in ardından Jim Goldberg ile Amerika`nın zengin ve fakirlerine göz atacağız. Goldberg`in bu serisi nelerin daha gerçek ve daha yaygın olduğunu görmek açısından önemli bir çalışma. Ardından Atila Cangır`ın fotoğrafları karşılıyor bizleri. Cangır fotoğraflarında sadece yaşamı değil, kendi gözünden süzdüğü insanların iç dünyasını da bizlere yansıtıyor. Cangır`ın sayfalarını Michael Wolf takip ediyor. Wolf, yaşamla kurdukları tüm bağları ve izleri birer odaya sığdırmaya çalışan Hong Konglulara konuk ediyor bizi. Kutu kutu odalar sahiplerine dair onlarca göstergeyi barındırıyor. Hong Kong`un ardından Avrupa`nın çeşitli şehirlerinde çektiği fotoğrafları yeniden yaratan Seylan Kandak`ın iç içe geçmiş fotoğraflarına bakacağız. Dergimizin son sayfalarında "Gencİz" kapsamında Yeliz Uslu`nun Sulukule çalışmasına yer veriyoruz. Sulukule`ye ilk kazmalar vurulmaya başlamış olsa da biz "Bakışın Odasına Yıkım Yok" diyeceğiz.
Bu sayımızın kapağı Burt Glinn`e ait. Onu ve Philip Jones Griffiths`i geçtiğimiz ay kaybettik. Griffiths`e bir fotoğraf atölyesi yapma talebimizi ilettiğimizde çok sevinerek kabul ettiği günü dün gibi hatırlıyoruz. Ama gerçekleşemedi. Magnum`un Londra`daki yıllık toplantısında tanıştığımız Burt Glinn de İz`e koyduğumuz Havana fotoğrafları karşılığında anılarımızdan hiç çıkmayacak bir "telif bedeli" talebinde bulunmuştu. Bu bedel İstanbul Boğazı`ndan çıkmış iki midye kabuğuydu. İstanbul`u çok özlediğini ama gelemediğini söyleyen Burt Glinn, fotoğraflarının yanında bu güzel anı da bize yaşattı. Vietnamlı çocuklar ve Boğazın midyeleri öksüz kaldı...
Yeni sayımızda görüşmek dileğiyle.