Tükendi
Stok AlarmıAh! Sonuçta nesiniz siz, yazılarım ve resme dökülmüş düşüncelerim. Biraz önce, öylesine alacalı bulacalı, genç ve kötücül, beni hapşırtan ve güldüren dikenler ve gizli baharatlarla öylesine doluydunuz ki. Ya şimdi? Tükettiniz, harcadınız bütün yeniliğinizi ve korkarım ki, içlerinizden bazıları, birer gerçeğe dönüşmek üzereler. Daha şimdiden öylesine ölümsüz, öylesine dokunaklı bir biçimde doğru ve öylesine sıkıcı görünüyorsunuz ki! Peki aksi olabilir miydi? Neyi yazar ve resimlerdik o zaman, Çinli fırçalarımızla, biz mandarinler, biz, kendilerini yazılmaya BIRAKANLARI ölümsüz kılanlar, neyi resimlerdik o zaman bir başımıza?
Ne yazık, solmak, kokusunu yitirmek üzere olanları sadece!
Ne yazık, sadece tükenmiş, geçip gitmiş fırtınaları, gecikmiş, sararmış duygulan!
Ne yazık, sadece sürüden ayrılmış, uçmaktan bitip tükenmiş, şimdi elle, BİZİM ellerimizle kolayca yakalanabilecek kuşları! Artık daha fazla yaşayamayacak, daha fazla uçamayacak olanları, sadece tükenmiş ve vaktini geçirmiş şeyleri ölümsüz kılıyoruz biz!
Ve bu yalnızca sizin İkindiniz içindir, yazılarım, resme dökülmüş düşüncelerim çünkü sadece sizin için renklerim, pek çok rengim, pek çok renkli inceliklerim, elli çeşit sarım ve kahverengim, yeşilim ve kırmızım var benim. -Fakat hiç kimse sizin sabahları nasıl göründüğünüzü kestiremeyecek bunlardan.Siz, benim yalnızlığımın ani parıltıları ve mucizeleri, siz benim eski, sevgili- Kötücül düşüncelerim!