Dünyayı yönetme sanatı olarak bilinen jeopolitik, bugün için Hristiyan ve Yahudi Dünyası’nın lehine çalışmaktadır. İslam dünyası, Osmanlı Yüce Devleti’nin yıkılmasıyla beraber başsız kalmış ve toptan Hristiyan ve Yahudi Dünyası tarafından sömürgeleştirilmiştir. Siyasi bir terim olarak İslam Dünyası, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerin bütünü oluşturmaktadır. Bu da İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini içine almaktadır. Kabaca Güneybatı, Orta, Güney ve Güneydoğu Asya; Kuzey, Batı ve Doğu Afrika, Güneydoğu Avrupa ve Güney Amerika’nın kuzeyinde bulunan Surinam ve Guyana’dan ibarettir ve bu alanda bugün için 57 ülke vardır. Ancak ülke sayısı sürekli artış göstermektedir.İslam Dünyası, tarihin en eski devirlerinde olduğu gibi, bugün de önemli bir stratejik konuma sahiptir. Çağın ekonomik gelişmeleri için gereksinim duyulan petrolün bu geniş coğrafyada çok zengin yataklar içermesi, bölgenin jeopolitik önemini kat kat daha artırmıştır. Her yönüyle önemli bir yere sahip olan bu bölgenin İslâm dininin merkezi ve yayılma sahası olması, Müslüman olmayan diğer dünya devletleri tarafından ilgi odağı haline gelmiştir. Dolayısıyla sahip olduğu petrol, doğal gaz ve çeşitli madenler güçlü Hristiyan ülkelerinin eline geçmiştir. Güçlü Hristiyan ülkeleri, İslam ülkelerinde çeşitli terör örgütleri ortaya çıkarmakta ve İslam ülkelerinin birleşmesine ve güçlenmesine engel olmaktadır. Bu kitap, “İslam Dünyası’nın jeopolitik önemi nedir?” sorusuna cevap arayanların başvuru kaynağı niteliğinde hazırlanmıştır. Bu nedenle, kitabın İslam Dünyası’nın jeopolitiği alanında önemli bir başvuru kaynağı olması beklenmektedir.