Hüsamettin Aydın bu değerli eserinde, Sokrates ve John Stuart Mill gibi filozofların düşüncelerinde vücut bulan "ancak sorgulanmış hayatın mutluluk getirebileceği" yönündeki bilgeliği takip ediyor. Evet, Aydın için en temel varlık ne sınıf, ne millet ne de ümmet olmayıp "İnsan"dır. En temel varlık olarak "insan"ı alan Aydın’a göre, en temel amaç da, ne sınıfın, ne milletin, ne de ümmetin mutluluğudur. İnsani eylemlerin en temel amacı, olsa olsa biricik insanın mutluluğudur. Birey, sahip olduğu özgürlük temelinde bireyselliğini kazanma yolunda hayatı sorgulamalıdır. İşte bu eserin de Aydın da, merkeze insanı ve onun özgürlüğünü alarak hayatın, siyaset, din, hukuk, ekonomi ve sanat gibi farklı alanlarında insanın rolünü sorgulamakta, bu alanlarla insanın ilişkisini tartışmakta. Aydın, insanın bu alanlara olması gereken ilişkisini yani ideali ortaya koyduktan sonra ülkemizde var olan durumu ele alıp bunun idealden ne nispette uzak düştüğünü gözler önüne sermekte. Son olarak , Aydın sahip olduğu ilkeler ve bu ilkeler üzerinde yükselen idealler doğrultusunda ülkemizde ve dünyada yapılması gerekenler doğrultusunda düşüncelerini okuyucuyla paylaşmakta. Bunu da sıklıkla düz yazı ama zaman zaman da şiirlerle ve veciz sözlerle okuyucuyu sıkmadan, eğlendirerek yapmakta.