Şüphesiz ilk kez deneyimlediğimiz hayatımız için bilgi, önemli bir kazınımdır. 
Ancak samimiyetle idrak edilmeyen ya da edilemeyen bilginin ne yazık ki, kârdan çok, zarar ürettiği de açıktır ve de insanların, yoğun fikir kirliliğiyle bilgiyi anlamaları zorlaştığında ya da bilinçli zorlaştırıldığında bilgi değersizleşeceğinden, cahil bırakılmış kalabalık insan kitlelerince kabul görmesi de kolay olmayacaktır. 
Tüm bunlardan anlaşılmalıdır ki, esas sorun bilginin kimler tarafından kontrol edildiğidir. 
Çünkü bilgi sahipleri tarafından bilinçli olarak cahil bırakılmış insanlar, mutlak olarak buldukları gibi hayatlarını yaşayacaklar ve deneyimledikleri hayat, evrenin neresinde, her kim olurlarsa olsunlar zandan öteye geçemeyecektir. 
Muhakkak böylesi bir şuura düşürülmüş insanlar için de, bilginin ne olduğundan daha çok kimler tarafından kendilerine sunulduğu önem kazanmaktadır.