Tükendi
Stok Alarmıİki güçlü lider, tek bir arena: Avrupa
Aykırı tarihçi Lukacs, bu kez de Hitler ve Churchill’in 80 günlük satranç oyununa kafa yoruyor ve zihnimizi önyargılardan arındıyor. *Hitler dünyayı fethetmek istemiyordu. Bunu başaramayacağını biliyordu. Dünya tek bir milletin kontrol edemeyeceği kadar büyüktü. Amerika Amerikalıların olacaktı, Avrupa’ya Üçüncü Reich hâkim olacaktı, Britanya İmparatorluğu’na büyük ölçüde dokunulmayacaktı. Alman Reich’ını her zamankinden daha güçlü, daha saygın, daha hayat dolu ve sağlıklı kılmak istiyordu; savaştan sonra kendini barışçıl uğraşlara verecekti. O inşa etmek istiyordu, yıkmak değil; ama eğer inşa etmek için yıkmak gerekiyorsa, o zaman yıkacaktı; istisnasız ve acımasızca.* *Churchill’in karakterinde de saldırgan bir tutum vardı fakat bu baskın değildi. Hitler Kavgam’da kendisini vatansever olmayan bir milliyetçi olarak tanımlıyordu; Churchill milliyetçi değildi ama kesinlikle bir vatanseverdi. Vatanseverlik, milliyetçiliğin aksine saldırgan değildir. Churchill’in vatanseverliği korumacıydı. Churchill İmparatorluğa inanıyordu ve daha sonra savaş sırasında dile getirdiği gibi, İmparatorluğun tasfiye edilmesine göz yummayacaktı, fakat toprak kaybetmeyi Hitler’in barış şartlarına boyun eğmeye yeğlerdi. Bunun nedeni ne inatçılık ne de nefretti. Churchill, Hitler’in isteklerine boyun eğmenin ne anlama geldiğini biliyordu.*