Tükendi
Stok AlarmıMacar oryantalizminin önde gelen temsilcilerinden biri olan Gyula Germanus 1903’te 19 yaşındayken İstanbul’a gelmiştir. Şehre yerleşir ve üniversiteye kaydolur. Kısa zamanda Jön Türk hareketiyle tanışır ve aktif görevler üstlenir. Mevcut yönetimle başı derde girince İstanbul’dan uzaklaşması tavsiye edilir ve Anadolu’nun birçok ilini kapsayan serüveni başlamış olur.
Bu seyahatin arka planında daha önce Selanik’teki gizli toplantıda kararlaştırılmış olan Jön Türk kuryeliği vazifesi vardır. Germanus gittiği her şehirde bu vazifeyi icra ederken aynı zamanda şehirleri tarihsel, sosyo-kültürel, inançlar v.b. açıdan araştırır ve izlenimlerini kaleme alır. Aynı şey İstanbul günleri için de geçerlidir.
İnsanlarla iletişimdeki yeteneği sayesinde gittiği her yerde kısa zamanda yakın ilişkiler geliştirebilen Germanus yönetim kademesindeki en üst düzey bürokratlar ve entelektüel çevrelerle de ahaliyi oluşturan farklı etnik kökenlere ve inançlara mensup insanlarla da iyi diyaloglar kurma imkânı elde etmiştir.
Üniversite yıllarında hocası Armin Vambery aracılığıyla Türkçe eserler okumuş ve belli bir aşama kat etmiştir. Vámbéry’e postayla gelen Jön Türk yayınlarıyla tanışmış ve onlara sempati duymaya başlamıştır. Aslında Türkiye’ye gelişinin arka planında bu saik yatmaktadır. Bunu itiraf eden Germanus, yıllar sonraki manzaraları görünce pişmanlığını da dile getirmekten geri durmamıştır.
Onun istediği şey değişim ve dönüşümü gerçekleştirirken özden kopmamak ve sahip olunan değerleri muhafaza etmektir. Başka bir ifadeyle halkı değerlerinden koparmadan özgürleştirmektir.
Analizlerini yaparken bu kıstası göz önünde bulundurmuş ve yerinde bulduğu hususları övmüş, olumsuzlukları sert biçimde eleştirmiştir.