Geçenlerde "yer yarılıp da içine girmek" diye bir şey duydum. Düşündüm, düşündüm; sahiden de yer durduk yere yarılır mıydı? Bir de ``başına çorap örmek" dediler; iyi de benim bildiğim başa şapka takılır, çorabın başta işi ne? Ma tabii "taşı sıksa suyunu çıkarmak* lafına da gülmeden edemeyeceğim. Geçen gün denedim, denedim; ı ıh, yok, bir damla bile çıkaramadım. Sonradan öğrendim ki bu sözlerin anlamları hiç de sandığım gibi değilmiş. Aslında bunlar çookk başka anlamlara geliyormuş. Sen de merak ettin, değii mi? Bu kitapta her deyim için bir hikâye var. Oku bak, sen de hemencecik anlayacaksın kazın ayağının hiç de öyle olmadığını.