Altmışlı ve yetmişli yıllar Türkiye tarihinin canlı olduğu kadar çalkantılı, değişken olduğu kadar da acı tatlı bir dolu anıyla hatırlanan, özel bir dönemi. Peki bu dönemi farklı kılan neydi? İnsanlarda nasıl bir iz bıraktı ve neler hatırlanıyor?Özge Özdemir Geçmişin İzleri’nde kapsayıcı, özgün bir anlatı kuruyor. Dönemin tanıklarının gözünden hayatın ritmini paylaşıyor. Burada mini etekler, İspanyol paçalar, gür bıyıklar ve kulaklara dolan türlü müzikler de var, Yassıada yargılamaları, sokak çatışmaları ve kavgalı yılların okul anıları da... Sağcılar ve solcular da var, siyaseti hiç hayatına sokmamış olanlar da... Kadınlar da var, erkekler de...Geçmişin İzleri sadece nostaljik bir bellek anlatısı olmanın ötesine geçen, altmışları ve yetmişleri kültürün, siyasetin, sosyal yaşamın birçok alanını kuşatarak anlatan özgün bir çalışma olarak öne çıkıyor.
“Türkiye’nin altmışlı yılları ile bu yılların rüzgârıyla alev alan yetmişlerinin, önceki ve sonraki yıllarla kıyaslandığında önemli bir değişim anına karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Bu yirmi yıllık dönem, kerameti kendinden menkul bir değişim olmanın ötesinde siyasal, toplumsal ve kültürel alanların hepsinde birden Türkiye’nin bugününü kuran gelişmelerin zamansal sahasıydı.”