Tükendi
Stok Alarmıİnsanoğlunun tarih sahnesine çıkışı kadar eski bir geçmişi olan kötülük problemi, her çağda birçok insanın zihnini meşgul eden en çetrefilli problemlerden biri olmuştur. Bu nedenle, kötülük probleminin, çözüme kavuşturulması en zor olan felsefî problemlerden biri olması, problemin her dönemde güncelliğini korumasını sağlamıştır. Bu bağlamda, düşünce tarihi boyunca birçok düşünür ve din adamı, kötülük üzerine kafa yormuş ve problemi aşabilmek için birçok çözüm denemesi geliştirmiştir. Bu çözüm denemeleri, birtakım insanları tatmin etse de, çoğu insan, hâlâ kötülük problemi üzerine düşünmekten kendini alamamıştır. Çünkü problemin hayatın içinde çok yoğun bir biçimde yaşanıyor olması, insanları daha kesin çözümler aramaya itmiştir.
Kötülük problemi, 18.yüzyıl aydınlanma filozofu David Hume’a kadar çoğu zaman Tanrı’nın varlığı ya da yokluğu bağlamında ele alınmamış, problem daha çok Tanrı haricindeki nedenlerle çözülmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, bu çalışmada öncelikle, kötülük probleminin felsefi bir analizi yapılmış ve problemin Hume’da bir ateizm kanıtı olup olmadığı konusu incelenmiştir. Bu inceleme, epistemoloji merkezli bir Hume okumasıyla desteklenerek, kötülük probleminin de Hume’da bilgi teorisi bağlamında okunması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.