Tükendi
Stok AlarmıYöntem söz konusu olduğunda felsefenin karşılaştığı başlıca ön-yargı onun da örneğin bir fizik gibi, bir matematik vb. gibi usun doğal işleyişi yoluyla yapılabileceği, giderek bilginin kişisel, kültürel görüşlerden daha iyi birşey olmadığı sanısıdır. Bir görüş pekala bir başka görüşten daha iyi, çok daha iyi olabilir. Ama bu onu bilgi yapmaz. Yalnızca iyi bir görüş, çok iyi bir kanı, sanı, doxa olur. Doğal bilinç için bilgi ölçülebilecek, tartı[şı]labilecek, [var]sayılabilecek birşeydir. Bilimi niceliğe indirgeyen ve bilginin kavramına yabancı kalan bilinç için felsefe de kendisi kadar boştur. Ve diyalektiksiz felsefe postmodern bir sorundur ki, işini insanın değerine karşı nihilist bir içerlemede ve insanın bilme yetisine karşı pozitivist bir güvensizlikte bitirir. - Doğal bilinç doğal mantığı ile düşünür, kavramların kendiliğinden ya da içgüdüsel işlemlerinde matematiksel, törel, politik vb. görüngüler yaratarak ve bunlara deneyim diyerek onlarda gerçekliği bulduğu sanısı içinde yaşar. Ve duyuları temelinde felsefe yapmaya başladığı zaman Düşünceye, Kavrama, Usa, genel olarak Bilgiye karşı döner ve ister nihilist ister pozitivist biçiminde olsun insanın Gerçekliğe değer olmadığında, olasılık ile yetinmesi gereken önemsiz, anlamsız birşey olduğunda, giderek saçma bile olduğunda diretir. - Bilginin tanıtlama gereksinimi onu görüş, yorum, sanı vb. gibi bilgiye ilgisiz, giderek karşıt belirlenimlerden ayırdeder. Tanıtlamanın varsayımsızlığı, kendisi tanıtlanmamış hiçbir öncülü kabul edememesi onu daha başında diyalektiği doğrulamaya zorlar: Dolaysız olan o denli de dolaylı olmalıdır. Olumlu olan eşit ölçüde olumsuzdur çünkü olumsuz-değildir, onunla olumsuz olarak ilişkilidir ve onu kapsar. Hiç kuşkusuz onu dışlar, ama ancak içerdiğini, ancak kendisinde olanı, ancak kendini dışlayabilir. İlişkisizliğin kendisi sözcüğün kendisinin bile gösterdiği gibi yalnızca olumsuz ilişkidir. Olumsuz olanın olumlu ile bu birliği, karşıtında kendinde olma diyalektiğin gerçeğidir. Ama karşıtlar birbirlerini ortadan kaldırmak için vardırlar. Olumsuzlama bağıntısı kendini olumsuzlar, ve olumsuzun olumsuzlaması salt hiçlik değil, ama bildiğimiz gibi olumludur. Olumlu olana, ama somut olarak olumlu olana bu geri dönüş Kavramın eksiksiz karakteridir. Kavram ne salt olumlu, ne de salt olumsuzdur; kendini ancak karşıtların birliği olarak, olumsuzun olumsuzlanması olarak, böylece yeni bir moment, yeni bir başlangıç olarak somutlaştırır. -Aziz Yardımlı-