Etnik-eleştiri, karmaşık kavramları olan, karmaşık varsayımlar ileri süren bir kuram değil, daha çok yazınsal metinlere hermenötik (yorum- samacı) bir yaklaşım biçimidir. Yazınsal metinlerin antropolojik, etnolojik bir perspektiften okunmasına dayanan etnik-eleştiri, kültü- rel ve simgesel pratiklerin (ritüellerin, inançların, efsanelerin vd.) metinleştirilerek nasıl yeniden yazıldığını, yazınsal bir metin içerisinde nasıl dönüştürüldüğünü yani yenilendiğini açıklamaya çalışır. Böyle bir okuma modeline göre, edebiyatın gereci kültür- dür. Farklı kültürel unsurlarla çağrışımsal ve mantıksal bağlar kuran, onları kendi içerisinde eriten, biçimsel ve anlamsal olarak dönüş- türerek yeniden kullanan bir metin, doğal olarak çoğul, karma bir görünüm sunar ve metinlerarasılığa açık duruma gelir. Etnik-eleştiri, bir metnin görünürdeki yüzeyinin gerisindeki mikro kültürel izleri bulup yorumlar. Yapıtların aktardığı ya da ürettiği (yeniden üret- tiği) kültürel bilgiler, dilsel biçimler, düşler, fanteziler, ritüeller, inançlar, mitler ile diğer simgesel evrenler, özellikle de sözlü popü- ler kültürler ya da yazılı olanlar arasında bağ kurmaya yönelik bir yaklaşım olarak görülerek şöyle bir varsayım benimsenir: Bir metin farklı ideolojik söylemler arasındaki bir çatışmayı anlatmak değildir yalnızca, aynı zamanda “kültürel bir çok seslilik”tir. Etnik-eleştirinin benimsediği varsayımı kısaca şudur: Yazınsal bir metinde bulunan kültürel izler (kültürbirimler), her zaman karma ve çoğul olan söy- lemsel sistemler ve kültürel kozmolojiler olarak düzenlenirler. Metin- deki kültür, farklı kültürlerden yapıcı unsurları ödünç alır. Bu kitapta görüleceği gibi, etnik-eleştiri yazınsal metinlerin bir yorum bilimi olarak az çok ayrışık ve karma simgesel evrenler (sözlü kültür ile yazılı kültür, folklorik kültür ve resmî kültür) arasındaki oyun- ların, söyleşimin çözümüne dayanır.