"Arkeoloji" ve "mimarlık", günlük anlamlarını hemen anladığımızı sandığımız iki kavram. Felsefe anladığımızı sandığımız kavramlara nüfuz etmemizi sağlayan bir sorgulama, bir derin kazı etkinliği. Ne ki bu düşünme sorgulama etkinliği geliştirilmedikçe; bize öğretilen kavramları, kullanmalık gündelik anlamları üzerinden düşünmeye, anlamlandırmaya hapsolduğumuzu farketmeyen bir konuşma ve tartışma "özgürlüğünü" sürdürür gideriz. Kuşkusuz durum, sadece bazı kavramlarla sınırlı kalmayan, -bilimsel/ kültürel- kullandığımız bütün kavramlarla olan ilişkimizi karakterize eden bir durum. Sözgelimi "atom" kavramından, "doğruluk", "gerçeklik", "zihin", "demokrasi", "özgürlük", "adalet", "erdem", "bilim", "felsefe", "tarih", "toplum", "şiir"... bütün kavramların yorumuna kadar uzanan bir sorun yumağı sözkonusu. Bu kitapta yer alan yazılar, özel bir okura, kendi çözümleme dolayımından seslenen yazılardan oluşuyor. O "özel okur"un farklı zekâ (derin duyarlık) kımıltılarının her okurun derinliğinde uyanması umuduyla bir hayatın dolayımına kazınan çiziktirmelerden...