Tükendi
Stok Alarmıİngiliz Başbakanlarından Winston Churchill (1874-1965), Atatürk için *kaderin adamı* tanımlamasını yapmıştır. Belki doğrudur. Fakat bu tanımlamada, biraz da kendi başlarına gelen hezimeti, *yaratılışa* sığınarak örtme çabası olduğu kesindir. Avrupa medeniyetinin *akılcı/rasyonel* Churchill’i, konu emperyalizmin oyununu bozarak Türklüğe yeniden hayatiyet veren Mustafa Kemal’e gelince işi *kadere* havale etmiştir! Elbette Mustafa Kemal Atatürk’ü diğer insanlardan farklılaştıran Allah vergisi bazı üstünlükleri vardır.
Fakat O’na *kaderin adamı* dersek, birikimlerini, kendisini geliştirme çabalarını, mesleki tecrübelerini, yeteneklerini ve kişisel becerilerini yok saymış oluruz.
Yusuf Hikmet Bayur’un naklettiğine göre Atatürk 1926’da, *Dahi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğu vakit herkes onlara delilik der.* demiştir. Deha sahibi lider, *dahi*yi anlatmıştır. O’nun hayatına bakıldığında, zamanında söylediği ve yaptığı pek çok şey maalesef söylediği veya yaptığında, muhatapları tarafından *delilik* olarak görülmüştür. Sonra, ilerleyen zaman O’nu haklı çıkarmıştır. O, tanımını yaptığı *dahi*nin kendisidir.
*Dahi Atatürk*ün, 1881’de Selanik’te orta halli bir ailenin dördüncü çocuğu olarak başlayan ve çok kısa diyebileceğimiz 57 yıl süren hayatı 1938’de İstanbul’da noktalanmış; naaşı *Başkent* yaptığı Ankara’da ebedi istirahatgâhında, işgalden kurtardığı vatan toprağı ile buluşmuştur.
*Dahi Atatürk* serimizin 6 kitabında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu 57 yıllık ömrü ana hatları ile anlatılmış, kişilik özellikleri ortaya konmuştur. Her kitap, hayatının önemli bir kesitini içermektedir.