Alain Robbe-Grillet’yi anlamaya en çok yaklaştığımız kitap Enstantaneler’dir.
Gerek Yeni Romancıların altını çizdiği ve gerekse romanın bu en son modern akımının teorisyeni olan Robbe-Grillet’nin de belirttiği gibi romanda öyle bir an gelir ki söz, sözcükte yiter ve ondan daha anlamlı olamaz. Bu an, sözün enstantanesidir.
Sinemayı romandan ayıran bu “enstantaneler” aynı zamanda modern romanı da sinemanın kamerası yapmış olamazlar mı?
Robbe-Grillet’nin işte ilk kez roman ya da sinema yapmaya kalkışmadığı metinlerde karşımıza çıkıyor bu.
Enstantaneler aynı zamanda hem sinemanın hem de Robbe-Grillet sinemasının kök hücreleri ve adeta bir Yeni Roman Sineması.
Sinemacılar, uzak gerçekliği ve keşfedilmeyenlerin ışığını hep ararken bakmayı unuttukları bir yeni pencereyi açık bırakmıştı Alaın Robbe-Grillet. O, bir yandan sinema yaparken öte yandan da boşta kalan eliyle sine-romanlardan yeni romanlara, yeni romancıların papalığına soyunarak aslında tek bir iş yaptığını anlamamızı sağlıyor. Enstantaneler, Robbe-Grillet ve Yeni Roman dehlizlerinin el feneri. Bu dehlizlerde bir kayıp anahtar arayanlar içinse bir anlam haritası...